MAKABELER KİTABI ÖN BİLGİ


Tevrat’ın oluşma sürecini inceleyen dil ve tarih uzmanları Tevrat’ın dört farklı zamanda dört farklı kaynaktan gelen bilgilerle oluşturulduğunu söylüyorlar,

1. MÖ 950'lerde, güneydeki Yahuda Krallığında yazılan ve tanrının Yahve adını öne çıkaran Yahvist kaynak,
2. MÖ 850'lerde kuzeydeki İsrail Krallığında yazılan ve tanrının Elohim adını öne çıkaran Elohist kaynak,
3. MÖ 600'lerde Kudüs'te dini reformlar zamanında yazılan Tesniyeci (ikisini birleştiren) kaynak,
4. MÖ 500'lerde Babil'de, sürgündeki Harun soyundan gelen rahipler tarafından yazılan Ruhbani kaynak.

Tevratı meydana getiren bölümlerin çoğunun İbranice, bir kısmının ise Aramice olarak MÖ 1200 yıllarında yazılmaya başlandığı ve MÖ 450 yıllarında son şeklini aldığı kabul ediliyor.

Makabeler kitabı ise bazı Yahudi kabilelerinin Tevrat’tan sonra, MÖ 217 – MÖ 161 yılları arasında kaleme aldığı bir kitaptır. Yahudilerin Büyük İskender’den sonra iktidara gelen Yunan asıllı firavunlara ve Perslerin Büyük İskender tarafından yıkılmasından sonra kurulan Selevkos Krallığına karşı verdikleri mücadeleleri anlatır. Sınırlı bir zamandan, sınırlı bir bölgeden ve sınırlı olaylardan söz ettiği için Yahudi din otoritelerince kutsal kitap olarak kabul edilmez.

Bazı cümlelerinin birkaç Kuran ayeti ile olan benzerliği dışında Kuran ile de çok ilgisi yoktur. Böyle olduğu halde bu eseri kütüphanemize almamızın bazı nedenleri var. Bu nedenler;

a) Yahudilerin okuyup yazmaya, bilgi toplamaya ve sonraki nesillere aktarmaya verdikleri önemi göstermektir. Nitekim dünyadaki bilimsel buluşların yarısını 15 milyonluk İsrail’in üretmesi bunun ispatı olmalıdır.

b) İkinci neden Kutsal kitapların oluşma sürecine dikkat çekmektir. Bu örnek gösteriyor ki, kutsallık kitapların gökten iniyor olmasında değil, bilginin göklere yükselen kutsallığında aranmalıdır. Henüz tümüyle anlayabildiğimizi söyleyemeyiz ama bu kutsallığın Kuran’da zirveye çıktığını düşünüyoruz

c) Üçüncü neden, Amerikan Yale Üniversitesinden Daniel A. Beck isimli bir araştırmacının, Kuran'ın Fil suresinde söz edilen fillerin Yahuda Makabe'nin savaştığı Selevkos Krallığına ait savaş filleri olduğunu düşünmesi ve bu düşüncenin Türkiye'de bazı kimselerce kabul görmesidir. Oysa 105 Fil suresini okurken göreceğiz ki Filler ve Kuşlar benzetme sanatı yapılan iki kavramdır. Filler büyük burunlu zorbaları, Kuşlar ise büyüklenenleri taşlayan (uzaklaştıran) imanlı insanları sembolize ediyor.  


İyi okumalar.


***


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder