Enok 4. Kitap


82. Bölüm

1. Ve şimdi oğlum Matuşalah, sana gördüğüm tüm vizyonlarımı gösterip açıklayacağım. Evlenmeden önce iki vizyon gördüm. Bunlar birbirine çok benziyordu.

2. İlki bir kitabı çalışırken geldi. İkincisi annenle evlenmeden önceydi ve korkunç bir vizyon görmüştüm.

3. Tanrı’ya bu vizyonlarla ilgili olarak dua ettim.

4. Büyükbabam Mahalalel’in evinde uzanmışken göğün bükülüp koptuğu ve yere düştüğü bir vizyon gördüm.

5. Gök düşerken, yer de büyük bir çukur tarafından yutuluyordu. Dağlar dağlara yaslandı,

6. Tepeler birbiri ardına battı. Yüksek ağaçlar köklerinden kopup çukura düştü.

7. Ağzıma bir söz geldi ve haykırdım: ”Dünya yok oldu!” Büyükbabam Mahalalel beni uyandırdı ve dedi ki: “Oğlum! Neden bağırıyorsun? Neden böyle feryat ediyorsun?”

8. Ona gördüğüm vizyonu anlattım ve o da bana dedi ki:

9. “Korkunç bir şey görmüşsün oğlum. Vizyonunda çok ağır bir ana tanıklık ettin. Üzerinde işlenen tüm günahlar nedeniyle dünya büyük bir yıkımla bir çukura batıp yok olacak.

10. Şimdi oğlum, kalk ve Ulu Tanrı’ya dua et, çünkü sen inançlı birisin. Tüm dünyayı yok etmemesi, dünyanın bir parçasının kalması için Tanrı’ya dua et! Oğlum, bunların hepsi dünyaya gökten gelecek ve dünyada büyük bir yıkım olacak.”

11. Kalktım ve dua ettim. Yalvardım, yakardım ve dünyanın tüm nesilleri için duamı yazdım. Sana her şeyi göstereceğim oğlum Metuşelah.

12. Dışarı çıkıp göklere baktım. Doğuda doğan Güneş’e, batıda batan Ay’a, birkaç yıldıza ve tüm dünyaya baktım. Başından beri tüm bunları ve her şeyi bilen Yargı Gününün Hükümdarı’nı kutsadım, yücelttim. Çünkü Güneş’i doğunun pencerelerinden doğuran, göğe yükselten ve gösterdiği yörüngede yürüten O’dur.


83. Bölüm

1. Ellerimi doğrulukla kaldırdım, Yüce ve Büyük Olan’ı kutsadım. Tanrının insanoğullarına konuşsunlar diye verdiği ağzımın nefesiyle ve etimin diliyle konuştum. Ulu Tanrı onlara bir dil ve ağız vermiş ki şunları söyleyebilsinler:

2. “Çok büyüksün Ulu Tanrı. Çok güçlü ve çok kudretlisin tüm varoluşun Tanrısı, Kralların Kralı, tüm dünyanın Tanrısı. Senin kudretin, krallığın, büyüklüğün sonsuza kadar devam edecek.

3. Hükmün tüm nesiller boyu sürecek. Tüm gökler sonsuza kadar senin tahtındır ve tüm dünya senin ayağının altındaki topraktır.

4. Her şeyi sen var ettin ve her şeyi sen yönetirsin. Senin için hiçbir şey zor değildir! Bilgelik senin tahtından uzaklaşmaz, huzurundan ayrılmaz. Sen her şeyi bilirsin, görürsün ve duyarsın! Hiçbir şey kendini senden gizleyemez!

5. Göklerinin melekleri[86] saygısızlık suçu işledi ve Büyük Yargı Günü’ne kadar gazabın tüm insanların üzerinde. Ve şimdi Yüce Tanrı, Kudretli Kral, duamı kabul etmen için sana yalvarıyorum: bana dünyada bir nesil bırak! Tüm insanları yok etme! Dünyayı tamamen yaşanmaz hale getirme! Sonsuz bir yıkım olmasın! Tanrım, senin gazabını uyandıranları dünyadan yok et. Ama sadık ve doğru olanları sonsuz bir tohum haline getir. Bu hizmetçinin duasından yüz çevirme Yüce Tanrım!”


84. Bölüm

1. Ardından başka bir rüya gördüm. Şimdi sana tüm rüyamı anlatacağım oğlum. Enok kalktı ve oğlu Matuşalah’a anlatmaya başladı: “Anlatıyorum oğlum. Sözlerimi duy ve babanın vizyonuna kulak ver. Annen Edna’yı almadan önce yatağımda bir vizyon gördüm.

2. Dünyadan bir inek çıktı. [87]

3. Bu inek beyazdı.

4. Onun ardından bir buzağı geldi ve o buzağı ile bir tane daha; biri siyah ve biri kırmızıydı.

5. Siyah olan kırmızı olana vurdu ve dünyaya kadar kovaladı.

6. Artık kırmızı olanı göremiyordum. O siyah buzağı büyüdü ve bir dişi buzağı onunla birlikte gitti.

7. Pek çok sığırın türediğini gördüm. Ona benziyorlardı ve onu takip ettiler.

8. O ilk buzağı kırmızı olanı bulmak için ilk inekten uzaklaştı. Ama onu bulamadı

9. Ve aramaya devam ederken büyük bir feryatla bağırdı.

10. O ilk inek onu sakinleştirmeye gelinceye kadar izledim. Buzağı artık ağlamıyordu.

11. Sonra inek bir beyaz inek doğurdu.

12. Ardından da pek çok inek ve siyah buzağılar doğurdu.

13. Uykumda beyaz boğanın geliştiğini, büyük beyaz bir boğa olduğunu gördüm.

14. Ondan pek çok beyaz inek türedi. Hepsi ona benziyordu.

15. Onlardan da ard arda pek çok beyaz boğa türedi ve hepsi birbirine benziyordu.”


85. Bölüm

1. Yine uyurken gözlerimle bir şey gördüm. Yukarıdaki gökleri gördüm

2. Ve birden göklerden bir yıldız düştü yere.

3. Yıldız kalkıp o sığırlarla birlikte otladı.[88]

4. Ardından büyük siyah sığırlar gördüm. Hepsi ahırlarını ve otlaklarını değiştirdi ve birbirleriyle yaşamaya başladılar. Yine vizyonda göklere baktım ve pek çok yıldızın o ilk yıldızın yanına gitmek için gökten düştüğünü gördüm.

5. O yıldızlar sığırların arasında onlar gibi olup onların arasında otladılar.

6. Onlara baktım ve atlarınkine benzeyen cinsel organlarını çıkarıp ineklerle birleşmeye başladıklarını gördüm. Tüm inekler gebe kaldı ve filler, develer ve eşekler doğurdular.

7. Tüm sığırlar onlardan korktu çünkü dişleriyle onları ısırmaya, yemeye, boynuzlarıyla vurmaya başladılar.

8. O sığırları yemeye başladılar ve dünyanın tüm çocukları onların önünde titremeye ve onlardan kaçmaya başladı.


86. Bölüm

1. Yine birbirlerini boynuzlamaya ve yemeye başladıklarını gördüm. O zaman dünya çığlık atmaya başladı. Gözlerimi göğe kaldırdım ve vizyonumda bir şey gördüm: Göklerden beyaz adamlara benzeyen varlıklar geldi. Oradan bir kişi çıktı ve onlarla beraber gelen üç kişi daha vardı.

2. Sonradan gelen üçü elimden tuttu ve beni yukarı kaldırıp dünyanın nesillerinden uzaklaştırdı. Beni büyük bir yere çıkardılar

3. ve dünyadaki yüksek bir kuleyi gösterdiler. Tüm tepeler o kuleden alçakta kalıyordu. Aralarından biri bana dedi ki: “Burada bekle ve o fillere, develere, eşeklere, yıldızlara ve sığırlara ne olduğunu gör!”


87. Bölüm

1. İlk gelen o dört kişiden birini gördüm.

2. Gökten ilk düşen yıldızı tuttu,

3. Elini ayağını bağlayıp bir çukurun içine koydu. O çukur derin ve dardı. Karanlık ve korkunçtu.

4. Varlıklardan biri bir kılıç çekti ve onu o fillere, develere ve eşeklere verdi. Onlar da o kılıçla birbirlerine vurmaya başladı ve onlar yüzünden tüm dünya sallandı.

5. Vizyonda tüm bunları izlemeye devam ediyordum. Gelen o dört kişiden biri, cinsel organları atların cinsel organına benzeyen tüm büyük yıldızların üzerine gökten taşlar yağdırdı, sonra onları bir araya topladı ve ellerini ayaklarını bağlayıp bir çukura koydu.


88. Bölüm

1. O dördünden biri o beyaz ineğe gitti ve korkutmadan ona bir gizem öğretti gizlice. Boğa olarak doğmuştu ama şimdi bir insan haline geldi![89] Kendine büyük bir gemi inşa etti ve o gemide yaşamaya başladı. Üç inek o geminin içinde onunla birlikte kalıyordu.

2. Yine gözlerimi göğe kaldırdım ve yüksek bir çatı ve onun üzerinde de yedi büyük su akıntısı gördüm. Gökten gelen bu akıntılar tüm sularını bir köye boşalttı.

3. Yine bir şey gördüm! Köyün yüzeyinde çeşmeler açıldı, su yükselip köyü doldurdu.

4. Suyun geminin kabuğunu tamamen kaplayışını izledim.

5. Geminin etrafındaki su, karanlık ve sis giderek arttı.

6. Sular giderek yükseliyor, her yeri kaplıyordu.

7. O köydeki tüm sığırların toplandığını ve suya batıp yok olduklarını gördüm.

8. Ama o gemi suyun üzerinde kaldı. Yerdeki tüm inekler, filler, develer ve eşekler ise diğer tüm canlılarla birlikte dibe battı. Artık onları göremiyordum. Hepsi ölüp dibe batmıştı.

9. Yine vizyonda o su akıntılarının o yüksek çatıdan uzaklaştığını, çukurların düzleştiğini ve başka çukurların açıldığını gördüm.

10. Yerdeki su o çukurlara boşaldı ve sonunda toprak göründü.

11. Gemi toprağa oturdu. Karanlık dağıldı ve ışık göründü.

12. Daha önce beyaz bir inek olan, sonra insana dönüşen varlık o gemiden çıktı.

13. Yanında üç inek vardı. O üç inekten biri beyazdı, tıpkı o inek gibi. Biri kan gibi kırmızıydı ve biri de siyahtı. Sonra beyaz olan onlardan ayrıldı.

14. Sonra hayvanları ve kuşları çıkarmaya başladılar

15. Ve onlardan çok çeşitli türler türedi: aslanlar, kaplanlar, kurtlar, köpekler, sırtlanlar, yaban domuzları, tilkiler, tavşanlar,

16. Sincaplar, domuzlar, şahinler, akbabalar, kartallar ve kargalar.

17. Onlar arasında beyaz bir sığır[90] doğdu.

18. Ve yine birbirlerini ısırmaya başladılar. Onların arasında doğan o beyaz sığır bir yaban eşeği ve bir de beyaz bir sığır peyda etti. Ve yaban eşekleri çoğaldı. Ama ondan doğan o sığır siyah bir yaban domuzu ve beyaz bir koyun peyda etti.

19. O yaban domuzundan pek çok yaban domuzu türedi.

20. Ama o koyundan on iki koyun türedi.

21. O on iki koyun büyüyünce birini[91] eşeklere verdiler.

22. O eşekler de o koyunu kurtlara[92] verdiler

23. Ve o koyun kurtların arasında büyüdü.

24. Tanrı kurtlar arasında onunla birlikte yaşaması ve otlaması için o on bir koyunu onun yanına getirdi.

25. Çoğalıp pek çok koyun sürüsü meydana getirdiler.

26. Ve kurtlar korkmaya ve onlara baskı yapmaya başladı.

27. Sonunda kurtlar koyunların yavrularını yok etmek için onları geniş bir su akıntısına attı.

28. Koyunlar yavruları için feryat etmeye ve durumu Tanrılarına şikâyet etmeye başladılar. Kurtların elinden kaçan bir koyun[93] yaban eşeklerinin arasına gitti.

29. Feryat eden, ağlayan ve tüm güçleriyle Tanrılarını arayan o koyunları gördüm.

30. Ve Koyunların Tanrısı yüksek bir yerden koyunların sesinin olduğu yere alçaldı, yanlarına gelip onları otlattı.

31. Kurtlardan kaçan o koyunu çağırdı. Onunla kurtlar hakkında konuştu ve ona gidip kurtları bir daha koyunlara dokunmamaları için uyarması gerektiğini söyledi.

32. Tanrılarının emri üzerine koyun kurtlara gitti. Yolda o koyuna başka bir koyun rastladı ve birlikte devam ettiler.

33. Kurtların mekânına gelip onlarla konuştular. Bundan sonra koyunlara dokunmamaları gerektiği konusunda onlara uyarıda bulundular.

34. Sonra kurtların tüm güçleriyle koyunlara zulmettiğini, koyunların da feryat ettiğini gördüm. Tanrıları koyunların yanına geldi

35. Ve kurtlara vurmaya başladılar. Kurtlar inlemeye başladı. Koyunlar sakinleşti ve ağlamayı kestiler.

36. Koyunların kurtlardan uzaklaştığını gördüm. Kurtların gözleri kör olmuştu. Ama kalan kurtlar tüm güçleriyle koyunların peşine düştü. Ve Koyunların Tanrısı onlarla birlikte gitti, onlara liderlik yaptı

37. Ve koyunlar O’nu izledi.

38. Koyunların Tanrısı’nın yüzü parlıyordu ve çehresi göz kamaştırıcıydı. Yine de kurtlar o koyunları büyük bir denize[94] kadar takip etti.

39. Ama gözlerinin önünde deniz ikiye ayrıldı

40. Ve Tanrıları onlarla kurtlar arasında durarak koyunları sudan geçirdi.

41. Kurtlar henüz onları görmeden koyunlar denizin ortasına ilerledi ve kurtlar da onların peşinden gitti.

42. Kurtlar Koyunların Tanrısı’nı gördüklerinde kaçmak için geri döndüler,

43. Ama sular birleşip normal haline döndü ve kurtları kapladı. O koyunları izleyen tüm kurtların boğularak ölüşünü izledim.

44. Ama koyunlar sudan çıktılar ve hiç suyun ve otun olmadığı bir çöle gittiler. Gözlerini açıp görmeye başladılar.

45. Koyunların Tanrısı’nın onları otlattığını, onlara su ve ot verdiğini gördüm.

46. Ve bir koyun diğer koyunlara liderlik etmek için ileri çıktı.

47. O koyun yüksek bir kayaya tırmandı ve Koyunların Tanrısı o koyunu onlara gönderdi.

48. Sonra, Koyunların Tanrısı’nın onların önünde durduğunu gördüm. Görünüşü çok olağanüstü heybetliydi

49. Ve tüm o koyunlar O’nu gördü

50. Ve O’ndan korktu. Yanlarındaki o lider koyuna korku içinde dediler ki: “Tanrımızın önünde duramıyor, O’na bakamıyoruz!”

51. Onlara liderlik eden o koyun dönüp bir kez daha o kayanın zirvesine çıktı

52. Ama koyunların gözü kör olmaya başladı ve kendilerine gösterilen yoldan uzaklaşmaya başladılar.

53. Koyunların Tanrısı onlara çok kızdı. O koyun durumu öğrendi.

54. Kayadan indi, koyunların yanına gitti,

55. Çoğunun gözünün kör olduğunu ve onun yolundan saptığını gördü.

56. Koyunlar onu gördüklerinde korkup titrediler

57. Ve ağıllarına dönmek istediler.

58. Lider koyun yanına diğer koyunu alıp yoldan çıkan koyunların yanına gitti,

59. Ve onları öldürmeye başladı. Bu koyunlar onun varlığından korktu, çünkü o koyun yoldan sapan diğer koyunları sürüye geri getirmişti. Ve o koyunlar ağıllarına geri döndü.

60. O vizyonda o koyunun bir insan haline geldiğini, Koyunların Tanrısı için bir ev inşa ettiğini ve tüm koyunları o eve yerleştirdiğini gördüm.

61. Koyunların bazı liderlerinin öldüğünü gördüm. Tüm büyük koyunların ölümünü ve onların yerine küçük olanların yetişmesini izledim. Ve hepsi bir su akıntısının[95] yakındaki bir otlağa geldi.

62. Sonra koyunların bir insan haline gelmiş olan lideri de onlardan ayrıldı ve öldü.

63. Tüm koyunlar bunun üzerine büyük bir feryatla ağladı.

64. Daha sonra ağlamalarının geçtiğini gördüm ve koyunların sudan geçişini izledim.

65. Daha önce onlara liderlik etmiş ama ölmüş olanların yerine onlara liderlik etmek üzere liderler çıktı.

66. Koyunların iyi bir yere, harika bir ülkeye varışlarını izledim.

67. Koyunların o güzel ülkedeki evin içinde sevindiklerini gördüm. Gözleri bazen açıldı, bazen de onlara liderlik edecek bir başka koyun çıkana kadar tekrar kör oldu. Lider onları tekrar bir araya getirdi ve gözleri açıldı.

68. Ama köpekler, tilkiler ve yaban domuzları o koyunları yemeye başladı; ta ki Tanrı onların arasından onlara liderlik edecek bir koç yetiştirene kadar. Bu koç köpeklere, tilkilere ve yaban domuzlarına yanlarından toslayarak hepsini öldürdü.

69. Gözleri açılan koyunlar aralarındaki koçu izlediler.

70. Ama bir süre sonra koç şanını terk edip diğer koyunlara toslamaya, onları ezmeye ve onlara karşı çirkin davranmaya başladı.

71. Sonra Koyunların Tanrısı kuzuyu başka bir kuzuya gönderip onu koç olarak yetiştirmesini istedi. Bu kuzu o diğer kuzuyu,[96] şanını terk eden koçun yerine koyunlara liderlik etmesi için yetiştirecekti.

72. Gidip onunla konuştu. Onu bir koç olarak yetiştirdi ve onu koyunların prensi ve lideri yaptı. Tüm bunlar sırasında köpekler koyunlara saldırıyordu.

73. İlk koç ikinci koça saygı gösterdi

74. Ve ikinci koç kalkıp onun önünden gitti. Köpeklerin ilk koçu düşürdüğünü gördüm.

75. Ve o ikinci koç küçük koyunlara liderlik etti. Büyüyüp çoğaldılar. Bütün köpekler, tilkiler ve yaban domuzları o koçtan korkup kaçıyordu. O koç onlara toslayıp öldürüyordu ve güçlerini tüketiyordu. Artık yırtıcı hayvanlar onlardan bir şey çalmıyordu.[97]

76. O koç pek çok koyun peyda edip öldü.

77. Onun yerine küçük bir koyun koç oldu[98] ve o koyunların prensi ve lideri oldu.

78. Ve bu büyüdü, çoğaldı

79. Ve bütün köpekler, tilkiler vahşi hayvanlar bundan kaçtılar

80. Ve bu koç bütün vahşi hayvanlara tos vurdu ve öldürdü ve artık onlar tehlike oluşturamaz hale geldiler.

81. Ve o ev büyüdü, genişledi.[99] O koyunlar için inşa edilmişti. Koyunların Tanrısı için evin üstüne yüksek bir kule inşa edildi.

82. Ev alçaktı ama kule çok yüksekti.

83. Koyunların Tanrısı o kulede kaldı, koyunlar da O’nun önüne dolu bir masa sundu.

84. Sonra o koyunları izledim. Yine yanılıp farklı farklı yollara gittiler. Evlerinden ayrıldılar.

85. Koyunların Tanrısı koyunlar arasından bazılarını çağırıp o uzaklaşan koyunlara gönderdi[100]

86. Ama sapmış koyunlar onları öldürmeye başladı. Biri kurtuldu ve kaçıp yardım için bağırmaya başladı. Onu öldürmek istediler

87. ama Koyunların Tanrısı onu onların elinden kurtarıp yanına aldı.

88. O koyunlara nasihat etmek, doğru yola döndürmek için pek çok diğerlerini gönderdi.

89. O koyunlar Tanrının evinden ve kulesinden tamamen uzaklaştıktan sonra gözlerinin kör olduğunu gördüm.

90. Koyunların Tanrısı onların sürüsü içinde büyük bir katliam yaptı. Çünkü o koyunlar O’nun evine ihanet ederek bu katliamı davet etmişlerdi. Koyunların Tanrısı onları aslanların, kaplanların, kurtların, çakalların, tilkilerin ve vahşi hayvanların eline bıraktı

91. Ve o vahşi hayvanlar o koyunları parçalamaya başladı.

92. Ve Tanrı’nın o evi ve kuleyi terk ettiğini, parçalayıp yesinler diye hepsini aslanların ve vahşi hayvanların eline bıraktığını gördüm.

93. Tüm gücümle haykırmaya başladım. Vahşi hayvanlarca yenmekte olan koyunlarla Tanrı arasına girip koyunlar için O’na yalvarmaya başladım.

94. Ama o sessiz kaldı. Bunu görmesine rağmen onların yenmesinden, yutulmasından, çalınmasından keyif aldı. Onları vahşi hayvanların elinde ölüme terk etti. Sonra o koyunları alıp otlatmaları için yetmiş çoban çağırdı.

95. Çobanlara ve yardımcılarına dedi ki: “Her biriniz şimdi koyunları otlatacaksınız ve ben neyi emredersem onlara onu yapacaksınız! Onları size sayarak teslim edeceğim.

96. Hangilerinin yok edileceğini söyleyeceğim ve siz de onları öldüreceksiniz!” Ve o koyunları onlara verdi.

97. Bir başkasını çağırdı ve ona dedi ki: “O çobanların o koyunlara ne yapacağını izle ve not et. Çünkü emrettiğimden fazlasını öldürecekler.

98. Çobanların kalkışacağı her fazla öldürüşü kaydet. Kaçını benim emrime göre, kaçını ise kendi isteklerine göre öldürdüklerini kaydet. Her bir çobanın yaptığı her öldürüşü ayrı ayrı kaydet.

99. Sonra gelip çobanların kaç koyunu öldürdüğünü, kaçını ölüme terk ettiğini bana oku ki bunu onlara karşı bir tanıklık olarak kullanayım, emrettiğim şeyleri yapıp yapmadıklarını bileyim, anlayayım.

100. Ama onlar bunu bilmeyecek. Sen bunu onlara bildirmeyeceksin ve onlara nasihatte bulunmayacaksın. Sadece çobanların yaptığı her şeyi kaydedip bana bildireceksin.”O çobanların koyunları otlattıklarını ve sonra kendilerine emredilenden daha fazla koyunu öldürmeye ve yok etmeye başladıklarını,

101. Onları aslanların eline bıraktıklarını gördüm. Aslanlar ve kaplanlar o koyunların büyük bir kısmını yedi ve yaban domuzları da onlara eşlik etti. Ayrıca o kuleyi yakıp evi de yıktılar.

102. O kuleye ve koyunların evlerinin yıkılmasına çok üzüldüm.

103. Sonra o koyunların o eve girip girmediğini artık göremedim.

104. Çobanlar ve yardımcıları o koyunları yemeleri için vahşi hayvanların eline bıraktı. Bunların her biri belirli bir sayıdaydı ve kaç tanesinin öldürüldüğü bir deftere yazıldı.

105. Her bir çoban kendisine emredilenden fazlasını öldürmüş, yok etmişti

106. Ve ben o koyunlar için ağlamaya, feryat etmeye başladım.

107. O vizyonda yazıcının her gün o çobanların yaptığı her bir şeyi, öldürdüğü, ölüme terk ettiği her bir koyunu yazdığını gördüm. Sonra bu defteri alıp Koyunların Tanrısı’na gösteriyordu.

108. Defter Koyunların Tanrısı önünde okundu.

109. Koyunların Tanrısı defteri eline aldı, okudu, mühürleyip yanına bıraktı.

110. Sonra çobanların on iki saat boyunca koyunları otlattığını,

111. O koyunlardan üç tanesinin gelip o eve girdiğini ve yıkılan her şeyi yeniden yapmaya başladığını gördüm.

112. Yaban domuzları onlara engel olmaya çalıştı ama olamadılar.

113. Her şeyi önceki gibi inşa etmeye, hatta kuleyi tekrar yükseltmeye başladılar. O kule “yüksek kule” olarak adlandırıldı.

114. Yine kulenin önüne bir masa yerleştirdiler ama üzerindeki ekmekler kirliydi.

115. Koyunların gözleri kördü, göremediler. Çobanların da öyle

116. Koyunların çoğunu öldürmeleri için yardımcılarına verdiler ve onlar da koyunları ayakları altında ezdiler ve onları yediler.

117. Tüm koyunlar araziye yayıldı, vahşi hayvanların arasında kaldı ve çobanlar onları vahşi hayvanların elinden kurtarmadı. Koyunların Tanrısı tüm bunları görüyordu.

118. Defter tutan görevli defteri Koyunların Tanrısı’nın önüne getirdi, gösterdi, okudu. Çobanların tüm yaptıklarını anlattı ve O’nun önünde tüm çobanlar aleyhine tanıklık etti. Ve Koyunların Tanrısı defteri aldı, yanına koydu ve ayrıldı.


89. Bölüm

1. Otuz yedi[101] çobanın koyunları otlattığını, her birinin bir önceki gibi süresini tamamladığını ve diğerlerinin de kendi vakitlerinde koyunları otlattığını gördüm.

2. Ardından vizyonda göğün tüm kuşlarının geldiğini gördüm: kartallar, akbabalar, şahinler ve kargalar. Ama kartallar diğer kuşlara liderlik ediyordu.

3. O koyunları yemeye, gözlerini çıkarmaya, etlerini yemeye başladılar.

4. Vücutları kuşlar tarafından yenen koyunlar feryat etti.

5. Ben uykumda koyunları otlatmakta olan çobana bakıp onun için üzüldüm.

6. O koyunların köpekler, kartallar, şahinler tarafından yendiğini gördüm. Onlarda hiç et, deri veya kas kalmamıştı. Sadece iskeletleri kalana kadar onları yemişlerdi. Kemikleri de yere düştü. Çok az koyun kaldı.

7. Yirmi üç çobanın kendi vakitlerinde elli sekiz kere koyunları otlattığını ve vakitlerini tamamladıklarını gördüm.

8. O beyaz koyunların kuzuları olduğunu gördüm! Gözlerini açıp görmeye ve koyunlara bağırmaya başladılar.

9. Evet, onlara seslendiler, ama koyunlar kuzuların onlara ne söylediğine dikkat etmedi. Kulakları son derece sağır ve gözleri de tamamen kör olmuştu.

10. Vizyonda kargaların o kuzulara doğru uçup birini aldığını

11. Ve koyunları parçalayıp yediğini gördüm.

12. O kuzuların boynuzları çıktığında kargaların onların boynuzlarını kırdığını gördüm.

13. Sonunda o koyunlardan birinden büyük bir boynuz çıktı ve tüm koyunların gözleri açıldı![102]

14. O koyun, gözleri açılan diğer koyunlara baktı ve onlara bağırdı.

15. Dağ keçisi[103] bunu gördü ve hepsi ona doğru koştu.[104]

16. Aynı anda tüm kartallar, akbabalar, kargalar ve şahinler o koyunları parçalayıp yemeye devam etti. Koyunlar ise sessiz kaldı. Ama dağ keçisi üzülüp ağladı.

17. O kargalar o boynuzlu koyunla savaştı ve boynuzunu[105] kırmaya çalıştılar

18. Ama buna güçleri yetmedi.

19. Tüm kartallar, akbabalar, kargalar ve şahinler ve çobanlar bir araya geldi.

20. O yaban keçisinin boynuzunu kırmak amacıyla bağırdılar ve onu öldürmek için…Fakat o onlarla savaştı ve yardım gelmesi için bağırdı.

21. Sonra, çobanların adını yazan ve Koyunların Tanrısı’nın yanına çıkan adamın geldiğini gördüm,

22. Yardım etti ve herkes onun dağ keçisine yardım için indiğini gördü.

23. Koyunların Tanrısı da geldi ve onu gören herkes kaçtı; her şey onun önüne düştü. Tüm kartallar, akbabalar, kargalar ve şahinler toplandılar ve oradaki koyunları getirdiler.

24. Hepsi birleşip dağ keçisinin boynuzu kırmaya çabaladılar.

25. Tanrı’nın emriyle defteri tutan adamı gördüm. Son on iki çobanın neden olduğu katliamla ilgili defteri açtı ve Koyunların Tanrısı’na o çobanların kendilerinden öncekilerden daha fazla koyun öldürdüklerini gösterdi.

26. Koyunların Tanrısı’nın geldiğini ve eline gazap asasını aldığını gördüm. Asayı yere vurdu ve yer parçalara ayrıldı. Tüm yırtıcı hayvanlar ve kuşlar düştü ve yer onları yuttu.

27. Sonra koyunlara büyük bir kılıç verildiğini gördüm ve koyunlar alandaki tüm yırtıcı hayvanların üzerine gitti ve öldürdü

28. Ve karadaki ve gökteki tüm yırtıcı hayvanlar onların önünden kaçtı.

29. Güzel bir yerde bir taht dikildiğini gördüm.

30. Koyunların Tanrısı o tahta oturdu ve Defter bütün mühürlü defterleri aldı

31. Ve Koyunların Tanrısı’nın önünde onlar açıldı.

32. Tanrı beyaz olan o ilk yedisini çağırdı; öncülük eden ilk yıldızdan başta olmak üzere, cinsel organları atlarınkine benzeyen tüm yıldızların huzuruna getirilmesini emretti. Ve hepsini O’nun huzuruna getirdiler.

33. Tanrı o yedi beyazdan biri olan, önünde yazı yazan adama dedi ki: “Koyunları emanet ettiğim ve emrimden daha fazla koyunu öldüren o yetmiş çobanı topla.”Hepsinin bağlanıp O’nun önüne getirildiğini gördüm. Önce yıldızlar yargılandı ve suçlu bulundular. Ceza yerine götürülüp kızgın alevlerle ve ateşten sütunlarla dolu bir çukura atıldılar. Yetmiş çoban yargılandı ve suçlu bulundu. Onlar da ateşli çukura atıldı.

34. Sonra dünyanın ortasında ateşle dolu bir çukur açıldığını gördüm.

35. O kör koyunları getirdiler. Koyunlar yargılandı ve suçlu bulundu. O ateşli çukura atıldılar ve yandılar.

36. Bu çukur o evin hemen sağındaydı.

37. O koyunların kemiklerine kadar yanışını izledim.

38. Sonra o eski eve yürüdüğünü gördüm. Tüm sütunları söktüler. Tüm döşeme ve süslerini de çıkardılar. Hepsini sağ tarafta bir yere taşıdılar.

39. Koyunların Tanrısı ilkinden daha büyük ve daha yüksek olan yeni bir ev yaptı ve onu ilk evin yerine koydu. Sütunları yeniydi, süsleri yeniydi ve eskisinden daha büyüktü.

40. Tüm koyunlar evin içindeydi. Kalan tüm koyunları gördüm. Yerdeki tüm hayvanlar ve göğün tüm kuşları oraya gelip o evdeki koyunlara biat etti ve söylediklerini yerine getirdiler.

41. Ardından, daha önce elimden tutup beni yukarı çıkarmış olan beyaz giysili üç kişi elimi tuttu. O koçun eli de beni tutuyordu. Ve beni yukarı kaldırıp, yargılama gerçekleşmeden önce o koyunların arasına koydular.

42. Koyunların hepsi beyazdı. Yünleri bol ve temizdi. Tüm yok edilenler, dağıtılanlar, tüm vahşi hayvanlar ve göğün tüm kuşları o evde toplandı. Koyunların Tanrısı çok sevindi çünkü hepsi iyiydi ve O’nun evine geri dönmüşlerdi.

43. Koyunlara verilmiş olan kılıcın yerine koyuluşunu izledim. Kılıç eve geri getirilmişti ve Tanrı’nın ve o eve davet edilmiş tüm koyunların huzurunda mühürlendi.

44. Artık o kılıç onlara zarar vermedi. Çünkü hepsinin gözleri açıldı! İyiyi gördüler ve aralarında görmeyen kimse yoktu.

45. Evin büyük, geniş ve çok dolu olduğunu gördüm. Büyük boynuzları olan beyaz bir ineğin doğduğunu gördüm. Tüm vahşi hayvanlar ve göğün tüm kuşları ondan korktu ve sürekli ona yalvardılar. Onların tüm neslinin dönüşümünü izledim.

46. Hepsi beyaz inekler oldular!

47. Ortalarında olan ilki söze büründü ve söz başında büyük siyah boynuzları olan büyük bir hayvan oldu.

48. Koyunların Tanrısı bundan ve diğer tüm sığırlardan sevinç duydu.

49. Aralarında uyudum. Uyandım ve her şeyi anladım. Bu uyurken gördüğüm vizyondur. Uyandım ve Adalet Tanrısını kutsadım, O’nu onurlandırdım.

50. Sonra hıçkıra hıçkıra ağladım. Buna dayanamayacak hale gelinceye kadar durmadı gözyaşlarım. Gördüğüm şeylerden dolayı ağladığımı fark ettim. Çünkü tüm bunlar gerçekleşecek. İnsan nesillerinin tüm yaptıkları bana sırasıyla gösterildi.[106]

51. O gece ilk rüyamı hatırladım. Gördüğüm o vizyon nedeniyle ağladım ve çok üzüldüm.


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder