90. Bölüm
1. Şimdi, oğlum Metuşalah, bana tüm kardeşlerini çağır, annenin tüm çocuklarını topla, çünkü ses bana çağrıda bulunuyor ve bir ruh üzerime yayılıyor. Burada toplanın ki size sonsuza kadar yaşayacaklarınızı göstereyim.
2. Ve Metuşelah gidip kardeşlerini çağırdı, akrabalarını topladı.
3. O da tüm oğullara dedi ki:
4. “Enok’un çocukları! Babanızın tüm sözlerini duyun. Ağzımın sesini dikkatle dinlemenizi istiyorum! Canlarım, doğruluğu sevin ve doğruluk içinde yürüyün.
5. Doğruluğa ikiyüzlülükle yaklaşmayın ve ikiyüzlülerle arkadaş olmayın.
Adaletle yürüyün oğullarım. O sizi doğru yola yönlendirecek ve yol arkadaşınız olacaktır.
6. Biliyorum ki dünyada şiddet artacak ve büyük bir ceza gelecek. Dünyadaki suç köklerinden kesilecek ve tüm yapısı yok edilecek. Ve dünyada tekrar adaletsizlik yükselecek. Tüm adaletsizlik, şiddet ve günah işleri iki kat hâkim olacak.
7. Günah, adaletsizlik, inançsızlık, zulüm, kirlilik ve her türlü kötülük arttığında, hepsine göklerden büyük bir ceza gelecek
8. Ve Yüce Tanrı dünyada kızgınlıkla gelecek, göklerden büyük ceza gelecek.
9. Ve Yüce Tanrı kızgınlıkla gelecek, cezalandıracak ve dünyada bir yargılama yapacak.
10. O günlerde zulüm köklerinden kesilecek. Adaletsizlik ve kandırma kökünden kesilecek.
11. Tapınakları ateşle yakılacak ve tüm dünyadan silinecekler. Günahkârlar ateşle yargılanacak, azap içinde yok olacaklar.
12. Adiller uykularından uyanacak, bilgelik arttırılacak ve onlara verilecek.
13. O zaman tüm adaletsizliklerin kökü kesilecek, günahkârlar kılıçla yok edilecek. Kafirlerin kökleri her yerden sökülecek,
14. Zulüm ve küfür planlayanlar kılıçla yok edilecek.
15. Bunun ardından bir hafta daha gelecek; sekizinci hafta. Adaletin haftası. Ona bir kılıç verilecek ki zalimler için doğru bir yargılama yapılabilsin. Günahkârlar adillerin eline verilecek. Ve sonunda adiller adaletleri ile büyüklük kazanacaklar. Büyük Kral için ebedi bir onurlandırma olarak bir ev inşa edilecek. Sonra, dokuzuncu haftada, tüm dünyaya doğru bir yargılama yapılacak ve günahkârların tüm işleri dünyadan silinecek. Sonra tüm insanlar bakışlarını doğruluğun yoluna çevirecek. Sonra, onuncu haftanın yedinci gününde, Gözcüler için ebedi yargılama gerçekleşecek ve ardından melekler arasında sonsuz cennet açılacak. Önceki gökler gidecek, sona erecek, yeni gökler çıkacak! Ve göklerin tüm güçleri yedi katlı bir ışık yayacak. Sonra sonsuza kadar sayısız hafta olacak. Herkes iyilik ve adalet içinde olacak ve artık günahtan söz edilmeyecek. [107]
16. Ve şimdi size söylüyorum çocuklarım, size doğruluğun yollarını ve zulmün yollarını gösteriyorum.
17. Bunları size tekrar göstereceğim ki neyin geldiğini bilesiniz.
18. Dinleyin çocuklarım. Adaletin yolundan yürüyün, adaletsizlik yolunda yürümeyin çünkü adaletsizlik yolunda yürüyenler sonsuza kadar yok olacaklar.”
91. Bölüm
1. Bu bilgelik öğretisi Enok tarafından yazılmıştır. Bu öğreti tüm insanlar için, dünyada yaşayacak olan çocuklarım için ve doğruluk ve huzuru izleyecek olan gelecek nesiller için dünyanın bir değerlendirmesini sunmaktadır.
2. Zamanın olumsuzlukları yüzünden ruhlarınız kararmasın. Yüce Olan, her şey için bir zaman ayırmıştır.
3. Adil Olan uykudan uyanacak, adalet yolunda yürüyecektir ve onun yolu ve sözü sonsuz iyilik ve rahmettir. O sadıklara merhametli olacak, onlara sonsuz adalet ve güç verecek. Ebedi ışıkta yürüyecek. Günah ise karanlıkta sonsuza kadar yok edilecek ve o günden sonsuza kadar bir daha görülmeyecek.
92. Bölüm
1. Sonra Enok kitaplarını çıkardı ve onlardan anlatmaya başladı.
2. Dedi ki: “Size adaletin çocuklarından, dünyanın seçilmişlerinden, doğruluk ağacından bahsedeceğim.
3. Ben Enok size bunları anlatacağım oğullarım. Göksel bir vizyonda bana görünenlere, baş meleklerin sözlerinden ve göksel tabletlerinden öğrendiklerime dayalı olarak.”
4. Ve Enok kitaplarından anlatmaya başladı ve dedi ki: “Ben ilk haftada yedinci olarak doğdum, yargı ve adalet henüz sürerken.
5. Benden sonra, ikinci haftada büyük bir kötülük çıkacak. Bir aldatma yayılacak.
6. Ve o süreçte ilk sonlanış meydana gelecek. O süreçte insanlar kurtarılacak.
7. Ondan sonra adaletsizlik tekrar artacak ve günahkârlar için bir yasa yapılacak.
8. Sonra, üçüncü haftanın sonunda, bir insan[108] Doğru Yargılamanın Ağacı olarak seçilecek ve onun nesli sonsuza kadar Adalet Ağacı olacak.
9. Dördüncü haftanın sonunda ulular ve adiller vizyonları görülecek. Tüm nesiller için bir yasa hazırlanacak ve özel bir yer yapılacak. Beşinci haftanın sonunda Kutsal Hâkimiyet Evi ebedi olarak inşa edilecek.
10. Sonra, altıncı haftada, o zamanda yaşamakta olan herkes kör olacak. Herkesin kalpleri Bilgelikten uzaklaşacak. O süreçte o evde bir adam[109] yükselecek.
11. Sonunda Hâkimiyet Evi ateşle yakılacak. Seçilmiş kökün tüm ırkı dağıtılacak.
12. Sonra, yedinci haftada inancından dönmüş bir nesil yükselecek. Dönmüşlükleriyle pek çok şey yapacaklar. Ve o dönemin sonunda, Tanrı’nın tüm yaratımıyla ilgili yedi katlı bir öğreti aktarmak üzere, sonsuz Adalet Ağacı’nın seçilmiş adilleri belirlenecek.[110]
13. Tüm insanoğulları arasında Yüce Olan’ın sesini sıkıntısızca duyabilen kim var? O’nun düşüncelerini kim düşünebilir? Göğün tüm işlerine bakabilecek kim var? Kim göklere bakıp onları anlayabilir? Kim bu şekilde bir ruhu görebilir, tanımlayabilir, yükselip onların faaliyetlerini izleyebilir, onları düşünebilir veya onlar gibi davranabilir? Tüm insanlar arasında kim dünyanın genişliğini ve uzunluğunu bilebilir? Her şeyin ölçüsü kime gösterildi?
14. Ya da göklerin uzunluğunu, yüksekliğini, ne üzerine kurulmuş olabileceklerini, yıldızların sayısını ve tüm ışıkların nerede durduğunu kim bilebilir?”
93. Bölüm
1. Şimdi size söylüyorum çocuklarım; adaleti sevin ve adalet içinde yürüyün. Çünkü adaletin yolları kabul etmeye değerdir. Adaletsizliğin yolları ise aniden yok edilecek, sona erdirilecektir.
2. Gelecekteki bir neslin belirli insanlarına zulmün ve ölümün yolları gösterilecek, onlar da ondan uzak duracak, onu izlemeyecektir.
3. Şimdi size söylüyorum adiller: Kötülüğün yollarında yürümeyin, ölümün yollarında yürümeyin ve onlara yaklaşmayın yoksa yok olursunuz.
4. Kendiniz için adaleti arayın, doğruluk içinde bir hayatı seçin.
5. Huzurun yollarında yürüyün ki yaşayıp bereketlenesiniz. Kalbinizin düşüncelerinde sözlerime sarılın. Bunun kalplerinizden silinmesine izin vermeyin. Biliyorum ki günahkârlar sizi gizli bilgiler aramaya cezp edecektir ama gizli bilgilere yer açmayın. Hiçbir ayartma biçiminin sizi küçültmesine izin vermeyin.
6. Saygısızlığı, zulmü, aldatmayı temel edinenlerin vay haline, çünkü onların sonu ani bir şekilde getirilecektir ve onlar huzur bulmayacaktır.
7. Evlerini günahla kuranların vay haline, çünkü evleri temelinden yıkılacak, kılıçla devrilecektir. Altın ve gümüş edinmek için yaşayanlar da apansız yargılamayla yok edilecektir. Vay halinize zenginler! Çünkü siz zenginliklerinize güvendiniz ama zenginliklerinizden ayrılacaksınız çünkü zenginlik günlerinizde En Yüce’yi hatırlamadınız.
8. Kafirlik ve adaletsizlik işleyerek katliam gününe, karanlık güne, büyük yargı gününe mahkum ettiniz kendinizi.
9. Size şunu bildiririm ki sizi yaratan sizi devirecektir.
10. Düştüğünüzde size merhamet edilmeyecek. Yaratıcınız sizin mahvedilişinizden keyif alacak.
11. O günlerde içinizdeki doğru olanlar günahkârları, adaletsizlikleri azarlayacaktır.
94. Bölüm
1. Gözlerim çeşme gibi oldu size ağlamak, gözyaşlarımı yağmur gibi dökmek ve kalbimin acısını dindirebilmek için!
2. Suçlamada ve garezde bulunmanıza kim izin verdi? Bunu o kadar çok yaptınız ki yargılama size mutlaka ulaşacaktır günahkârlar!
3. Onlardan korkmayın adiller. Çünkü Tanrı onları sizin elinize verecektir, haklı arzularınıza göre onları yargılayabilmeniz için.
4. Vay halinize yüksek sesle çözülmeyen lanetler okuyanlar; bu günahlarınız yüzünden şifa sizden uzak olacak! Vay halinize komşusuna kötülükle yanıt verenler, çünkü size de yaptıklarınıza göre yanıt verilecek!
5. Vay halinize yalancı şahitler ve adaletsizlik tartanlar! Apansız yok edileceksiniz!
6. Vay halinize günahkârlar, çünkü adillere eziyet edersiniz. Adaletsizliğiniz yüzünden teslim alınıp eziyete maruz bırakılacaksınız. Yaptıklarınızın bedeli ağır olacak.
95. Bölüm
1. Ümitli olun adiller! Günahkârlar önünüzde bir anda mahvolacak! Haklı arzularınıza göre hükümlerini dilediğiniz gibi vereceksiniz.
2. Günahkârların felaket gününde çocuklarınız kartallar gibi yükselecek ve yuvanız şahinlerinkinden yüksekte olacak. Yükselip dünyanın boşluklarına, pikalar gibi kayaların çatlaklarına gireceksiniz.
3. Günahkârlar sizi göremeyecek, sirenler ağlayacaklar.
4. Neden korkuyorsunuz acı çekmiş olanlar? Şifa bulacaksınız. Parlak bir ışık yolunuzu aydınlatacak ve gökten huzurun sesini duyacaksınız. Vay halinize günahkârlar, çünkü zenginliğiniz sizi doğruymuş gibi gösteriyor ama kalpleriniz sizi kötülükle suçluyor. Bu gerçek, kötü işlerinizin bir hatırası olarak aleyhinize tanıklık edecek.
5. Vay halinize buğdayın en iyisini yiyenler, büyük bardaklardan şarap içenler ve gücüyle kendilerinden güçsüz olanları ezenler!
6. Vay halinize her çeşmeden su içenler! Aniden sarhoş olup solacaksınız. Çünkü hayat çeşmesini terk ettiniz.
7. Vay halinize haksızlığa yaslanan, kandıran, kafirlik edenler; bunlar kötülüğünüze tanıklık edecek!
8. Vay halinize adilleri ezen güçlüler. Mahvedilme zamanınız geliyor. Sizin yargılanma gününüzle birlikte adiller için iyi günler gelecek.
96. Bölüm
1. İnanın ki adiller, adaletsizlik gününde günahkârlar rezil olup mahvedilecekler.
2. Bilin ki günahkârlar, En Ulu Olan sizin mahvedilmenizi düşünüyor ve göğün melekleri sizin yok olmanızdan keyif duyacak. Yargılama gününde adillerin dua sesini duyduğunuzda ne yapacaksınız günahkârlar ve nereye kaçacaksınız?
3. Bu sözün tanıklık edeceği kişilerle aynı sonu paylaşacaksınız: “Günahkârların yoldaşı oldunuz.”
4. O günlerde adillerin duası Tanrı’ya ulaşacak ve yargılanma gününüz gelecek. Tüm adaletsizlikleriniz Yüce Tanrı önünde okunacak.
5. Yüzünüz utançla kaplanacak çünkü Tanrı adaletsizliğe dayalı tüm işleri reddeder.
6. Vay halinize denizde ve karada yaşayan günahkârlar; anılarınız kötülükle dolu. Vay halinize adaletsiz bir şekilde gümüş ve altın edinip “Zengin olduk, hazinelerimiz oldu, istediğimiz her şeyi elde ettik.
7. Şimdi planladığımız şeyi yapabiliriz. Çünkü çok gümüş biriktirdik ve evlerimizde pek çok kölemiz var. Ambarlarımız su gibi yoğun” diyenler.
8. Yalanlarınız su gibi dağılacak, zenginliğiniz ansızın terk edecek sizi. Her şeyi haksızlıkla edindiniz ve o yüzden büyük bir lanet bulacaksınız.
9. Size, bilgelere ve aptallara yemin ederim, dünyada pek çok garip şey göreceksiniz. Siz erkekler kadınlardan daha çok süs takacak, bakirelerden daha renkli giysiler giyeceksiniz. Tüm o ayrıcalık, lüks, güç, gümüş, altın, varlık, şıklık ve yiyecekler su gibi dağılacak.
10. Öylelerinde eğitim ve bilgelik olmayacaktır. Eşyalarıyla birlikte mahvolacaklar.
11. Şöhret ve görkemle dolu olmalarına rağmen, ruhları utanç, yıkım ve yokluk içinde ateşe atılacak.
12. Size yemin ettim günahkârlar: Bir dağın köle olmayacağı, bir tepenin bir kadının hizmetçisi olmayacağı nasıl açıksa,
13. günahların da dünyaya dışarıdan gönderilmediği, insanın onu kendi kendine yarattığı açıktır. Bunu yapanlar büyük bir lanetin içine düşecek.
14. Kadına kısırlık verilmemiştir ama kendi elleriyle yaptıkları yüzünden çocuksuz ölecektir.
15. Yüce ve Adil Olan adına size yemin ettim günahkârlar, tüm kötü işleriniz göklerde görülmektedir ve hiçbir zulmünüz örtülü veya gizli değildir.
16. Her gün her günahın göklerde En Yüce’nin huzurunda yazıldığını ruhunuzla veya kalbinizle bilmediğinizi, anlayamayacağınızı mı düşünüyorsunuz? O halde gaddarlığınızla işlediğiniz tüm zulümlerin yargı gününüze kadar her bir gün yazıldığını biliyorsunuz artık!
17. Vay halinize aptallar, çünkü aptallığınızla mahvolacaksınız. Bilgeleri dinlemiyorsunuz ve o yüzden sizin kaderinizde iyi şeyler yok.
18. Artık yıkım gününe hazırlandığınızı biliyorsunuz. Yaşamayı umuyorsunuz günahkârlar,
19. Ama ayrılacak ve öleceksiniz. Fidye ile kurtarılamazsınız. Büyük yargı gününe, ruhlarınızın felaket ve büyük utanç gününe hazırlanıyorsunuz.
20. Vay halinize kötülükler yapan, kanla beslenen katı kalpliler. Yediğiniz, içtiğiniz iyi şeylerin kaynağı nedir? En Yüce Olan Tanrı’nın dünyaya bolca verdiği iyi şeylerden huzur bulamayacaksınız.
21. Vay halinize haksız işleri sevenler! Neden iyi şeyler umuyorsunuz? Bilin ki adillerin eline verileceksiniz ve onlar da sizi boğazınızı keserek öldürecek. Size acımayacaklar.
22. Vay halinize adillerin sıkıntısından keyif duyanlar, çünkü sizin için mezar kazılmayacak!
23. Vay halinize doğruluk sözlerine hiç değer vermeyenler; hiç hayat ümidiniz olmayacak.
24. Vay haline yalan ve sorumsuzca sözler yazanların! Onlar o yalanları yazar ki insanlar duyup komşularına insafsızca davransın.
25. O yüzden onlar huzur bulmayacak, apansız ölecekler!
97. Bölüm
1. Vay halinize fesat çıkarıcılar, yalancılıklarıyla ünlü olanlar! Mahvolacaksınız. Erdemli bir hayatınız olmayacak.
2. Vay haline doğruluk sözlerini saptıranların, ebedi yasayı çiğneyenlerin, kendilerini olmadıkları şeylere çevirenlerin!
3. Ayaklar altında ezilecekler.
4. O günlerde hatırlatma duaları etmeye hazırlanın adiller. Bunları meleklerin önünde bir tanıklık olarak sunacaksınız ki onlar da En Yüce’nin önünde günahkârların günahlarını hatırlatabilsin.
5. O günlerde ülkeler karışacak ve yıkım gününde ülkelerin insanları ayaklanacak.
6. O günlerde fakirlik içindeki gebeler çocuklarını düşürecek, kucaklarındaki çocuklarını da terk edecekler ve çocukları onlar yüzünden ölecek. Evet, emzirdikleri çocuklarını terk edecekler ve bir daha dönmeyecekler. Sevdiklerine acımayacaklar.
7. Yine, size yemin ederim günahkârlar, bitmek bilmez bir kan dökülüş günü hazırlanıyor sizin için!
8. Altından, gümüşten, ahşaptan, taştan ve kilden oyma şekiller yapan putperestler ve bilmeden bile olsa kirli ruhlara, şeytani meleklere ve her tür put tanrılarına tapanlar bunlardan hiçbir fayda bulamayacaklar. Kalplerinin ahmaklığı yüzünden suça ortak olacaklar. Kalplerinin korkusu ve rüyalarında gördükleri şeyler onların gözlerini kör edecek. Bunlar yüzünden hilekar ve paranoyak olacaklar. Bir taşa taparak tüm işlerini bir yalana dayandırdılar. O yüzden bir anda yok olacaklar.
9. O günlerde bilgelik sözlerini kabul edip anlayanlara, En Yüce’nin yollarını izleyenlere, O’nun adaletinin yolunda yürüyenlere, haksızlarla birlikte haksızlık yoluna girmeyenlere ne mutlu.
10. Onlar kurtarılacak.
11. Vay halinize komşularına kötülük yayanlar, çünkü cehennemde öldürüleceksiniz.
12. Vay halinize günaha ve sahtekarlığa temel atanlar, dünyada acılara neden olanlar, çünkü sizin sonunuz da acı ve ani olacak.
13. Vay halinize evlerini başkasının ıstırabıyla dikenler, evleri günah tuğlaları ve taşlarından yapılanlar. Size söylüyorum, huzurunuz olmayacak.
14. Vay halinize babalarından kendilerine ulaşan paha biçilmez mirası reddedip putların peşinden gidenler. Huzur bulmayacaksınız.
15. Vay halinize büyük yargı gününe kadar zulme yardım eden, komşularını öldürenler! Çünkü O sizin şanınızı yere çalacak ve kalplerinize hastalık verecek. Kızgınlığının ruhunu uyandırıp sizi kılıçla yok edecek.
16. Tüm adiller ve ulular günahlarınızı hatırlayacak.
98. Bölüm
1. O günlerde babalar oğullarıyla aynı yerde katledilecek, kardeşler yan yana ölecek ve sonunda kanları ırmak gibi akacak.
2. Bir insan, oğullarını ve torunlarını kendi eliyle öldürmekten geri kalmayacak.
3. Günahkârlar kendi elleriyle onurlu kardeşlerini öldürecekler. Şafaktan günbatımına kadar birbirlerini öldürecekler. Bir at günahkârların kanının içinden geçerken göğsüne kadar kanın içinde kalacak, taşıdığı araba kana batacak.
99. Bölüm
1. O günlerde melekler gizli yerlere inip tüm günahkârları bir araya getirecek.
2. O yargı gününde En Yüce ortaya çıkıp günahkârlara bir yargılamada bulunacak. Sonra tüm kötülüklere ve günahlara bir son verene kadar, tüm adilleri ve uluları göz bebekleri gibi korumaları için melekleri görevlendirecek.
3. Adiller uzun bir uyku uyusalar bile korkacakları bir şey yoktur.
4. Sonra insanlar bilgelerin güven içinde yaşadığını, bu kitabın tüm sözlerini anladığını görecek, zenginliklerinin onları kurtaramadığını, günahlarından arındıramadığını anlayacaklar.
5. Vay halinize adillere işkence eden, onları ateşte yakan günahkârlar! Kudretli felaket gününde yaptıklarınızın karşılığını bulacaksınız.
6. Vay halinize kötülük fırsatlarını gözleyen katı kalpliler. Bir korkuyla kaplanacaksınız ve size yardım edecek kimse olmayacak.
7. Vay halinize günahkârlar, ağzınızın söyledikleri, ellerinizin yaptıkları, adaletsizliğinizin neticeleri nedeniyle. Siz de ateşten daha fena alevlerde yanacaksınız.
8. Bilin ki Yüce Tanrı gökteki meleklere, Güneş’e, Ay’a ve yıldızlara günahlarınızı soracak, çünkü siz dünyada adilleri yargıladınız.
9. Her bulut, kar, çiğ ve yağmur size karşı tanıklık etmek için çağrılacak. Günahlarınızı bildikleri için bunlar üzerinize yağdırılmayacak!
10. Şimdi yağmura hediyeler sunun ki o sizden esirgenmesin. Çiğ de öyle. Altınınızı ve gümüşünüzü aldıklarında size inebilirler! O günlerde kırağı ve kar fırtınaları tüm felaketleri ile üzerinize indiğinde, onlara karşı duramayacaksınız.
100. Bölüm
1. Göklere dikkatle bakın göklerin çocukları. En Yüce’nin tüm işlerine bakın ve ondan korkun. O’nun huzurunda kötülük yapmayın.
2. Eğer O sizin yüzünüzden göğün pencerelerini kapatırsa, yağmurun ve çiğin yağmasını engellerse o zaman ne yapacaksınız?
3. Yaptıklarınız yüzünden size kızgınlığını gönderirse, ondan ricada bulunamazsınız, çünkü siz O’nun adaletine karşı kibirle ve küstahça konuştunuz. Yine, huzur bulmayacaksınız.
4. Gemileri yöneten denizcileri görmüyor musunuz? Dalgaların gemilerine nasıl vurduğunu, rüzgârların gemilerini nasıl salladığını ve felakete sürüklediğini görmüyor musunuz?
5. Tüm dünyevi malları kendileriyle birlikte suyun üzerinde olduğu için korkuyorlar. Kalpleri, denizin onları yutup yok edebileceğini sezer.
6. Tüm okyanus, okyanusun tüm suları ve hareketleri En Yüce’nin işi değil midir ve O suları kumlarla sınırlayıp onların faaliyetlerine sınırlar koymadı mı?
7. Ama eğer O kızarsa deniz korkar! Kurur ve tüm balıkları ve içindeki her şey ölür. Ama siz dünyadaki günahkârlar, ona saygı duymazsınız. Göğü, yeri ve arasındakileri O yaratmadı mı?
8. Karada ve denizde hareket eden her şeye bilgelik ve anlayışı kim verdi?
9. Denizciler denize saygı duymaz mı? Ama siz günahkârlar, siz En Yüce’ye saygı duymazsınız.
101. Bölüm [111]
1. O günlerde Tanrı üzerinize acı verici bir ateş getirdiğinde nereye kaçacaksınız, kendinizi nerede koruyacaksınız?
2. Size sözünü bildirdiğinde korkup dehşete kapılmayacak mısınız?
3. Tüm ışık taşıyanlar büyük bir dehşetle korkacak, tüm dünya korkup titreyecek.
4. Tüm melekler aldıkları emirlere uyacak. En Yüce’nin önünden kendini gizlemek isteyecekler. İnsanoğlu sallanıp titreyecek,
5. Ve siz günahkârlar sonsuza kadar lanetleneceksiniz. Huzurunuz olmayacak.
6. Ama siz korkmayın adil ruhlar. Adalet içinde öldüğünüz için umutlu olun. Eğer ruhunuz büyük bir acı içinde Şeol’e[112] inmişse, eğer yaşamınız boyunca bedeniniz iyiliğinizin hak ettiği şeyleri bulmamışsa, artık üzülmeyin. Günahkârların yargılanma ve lanetlenme gününü bekleyin.
7. Siz öldüğünüzde günahkârlar der ki: “Adiller nasıl ölüyorsa biz de öyle ölüyoruz. Yaptıklarından ne fayda buluyorlar? Tıpkı bizim gibi keder ve karanlık içinde ölüyorlar. Bizden ne fazlaları var? Ölümden sonra eşitiz. Ne elde edecekler? Sonsuza kadar ne görecekler? Bak, onlar da öldü ve artık sonsuza kadar ışık görmeyecekler. Sonuç aynı. Ölüp hiç var olmamış gibi oldular ve ruhları acı içinde Şeol’e indi.”
Size söylüyorum günahkârlar: Siz yemeyle, içmeyle, günah işlemeyle, hırsızlıkla, başkalarını soyarak zengin olup güzel günler görmeyle tatmin oluyorsunuz. Adilleri, onların sonunun nasıl olduğunu düşündünüz mü hiç? Ölüm günlerine kadar onlarda zulüm bulunmaz.
102. Bölüm
1. Yüce, Onurlu ve Güçlü Olan’ın namıyla size ant içiyorum adiller: Bir gizemi anladım. Gök tabletlerini okudum. Kutsal kitapları gördüm. Orada sizler için yazılanı gördüm.
2. Orada tüm iyiliğin, neşenin ve huşunun hazırlandığı kişilerle ilgili bir şey yazılıydı. O yazı adalet içinde ölenlerin ruhları için yazılmıştı. Yaptıklarınızın karşılığında fazlasıyla iyilik ve bereket bulacaksınız.
3. Adalet içinde ölenlerinizin ruhları yaşayacak ve sevinç içinde olacak. Yüce Olan’ın önünde, dünyanın tüm nesilleri boyunca sonsuza kadar ruhlarınız ve ruhlarınızın hatıraları ölmeyecek! Artık günahkârların kötü muamelelerinden neden korkasınız?
4. Vay halinize günahlarının zenginliği içinde ölen günahkârlar. Sizin gibi olanlar sizin hakkınızda şöyle der: “Ne mutlu günahkârlara, çünkü onlar hayatlarını yaşadılar. Bak, nasıl bolluk ve zenginlik içinde öldüler. Hayatlarında dert veya felaket görmediler. Hepsi onur içinde öldü. Hayatları boyunca yargılama görmediler.”
5. Bilinsin ki onların ruhları Şeol’e düşürülecektir. Büyük bir felaketle mahvolacaklar. Karanlık zincirler içindeki ruhlarınız acı bir yargılamanın olduğu bir ateşin içine girecek. Büyük yargılama dünyanın tüm nesilleri boyunca devam edecek!
6. Vay halinize, çünkü sizin için huzur olmayacak. Hayatta olan adillere ve iyilere de şöyle demeyin: “Felaket günlerimizde çok acı çektik ve tüm zorlukları tattık. Çok kötülükle karşılaştık, çok şey yitirdik.
7. Ruhlarımız küçüldü, aşağılandı ve tükendi.
8. Mahvolduk! Sözle bile olsa bize yardım edecek kimse yok! İşkenceye ve yıkıma uğradık
9. Ve yaşam ümidimiz her geçen gün azaldı.
10. Baş olmayı istedik,
11. Kuyruk olduk. Çok çalıştık, emeğimizin karşılığını görmedik. Günahkârlara yem olduk. Bizi çok ağır bir boyunduruğun altına koydular. O boyundurukla bizi hâkimiyetleri altına aldılar.
12. Bizden nefret ettiler ve bizi incittiler. Bizden nefret edenlere boyun eğdik. Ama onlar bize acımadı.
13. Onlardan kaçmak kurtulmak istedik ama güven içinde kaçabileceğimiz bir yer bulamadık. Yöneticilerimize acı ve elem içinde şikâyette bulunduk, bizi tüketenlere sesimizi haykırdık.
14. Ama çığlığımızı umursamadılar, sesimizi dinlemediler. Bizi soyanlara, tüketenlere, küçültenlere yardım ettiler. Zulümlerini de gizlediler. Bizi tüketenlere, dağıtanlara, katledenlere boyunduruk geçirmediler. Katliamlarını gizlediler. Bize karşı ellerini kaldırdıklarını bile hatırlamadılar!”
103. Bölüm
1. Size yemin ederim adiller, gökteki melekler Kudretli Olan’ın önünde iyiliğinizi biliyor. Adlarınız Yüce Tanrı’nın ihtişamı önünde yazılıyor.
2. Daha önce hastalık ve felaketle utanç içine düşürüldünüz diye ümidinizi yitirmeyin. Şimdi göğün ışıkları gibi parlayacaksınız. Göğün pencereleri sizin için açılırken parlayacak ve görüleceksiniz. Feryatlarınızda yargılama için çağrıda bulunun; yargılama size görünecektir. Yöneticilerden ve zulmedilişinize yardım edenlerden acılarınızın hesabı sorulacaktır.
3. Umutlu olun! Umudunuzu yitirmeyin, çünkü gökteki meleklerin sevinci kadar büyük bir sevinç duyacaksınız. Büyük yargı gününde saklanmanız gerekmeyecek; günahkâr bulunmayacaksınız ve dünyanın tüm nesilleri boyunca ebedi yargı sizden uzak olacak.
4. Günahkârların güçlendiğini, işlerinin yolunda gittiğini gördüğünüzde korkmayın adiller!
5. Onlarla yoldaş olmayın, onların zulmünden uzak durun, çünkü siz göğün topluluklarıyla dost olacaksınız![113] Günahkârlar “Günahlarımızın hepsi keşfedilip yazılmayacak” diyorlar ama günahları her gün kaydediliyor!
6. Şimdi size o aydınlığı ve karanlığı, gündüzü ve geceyi gösteriyorum; tüm günahlarınızı görün. Kalplerinizde kötü olmayın. Yalan söylemeyin, hayasız sözler etmeyin. Yüce Tanrı’yı yalanlayıp putlara yönelmeyin. Yalanlarınız ve inançsızlığınız adalete değil, büyük günaha dayalı.
7. Şimdiden şu gizemi biliyorum ki, günahkârlar adalet sözlerini pek çok yolla değiştirip saptıracak.
8. Kötülükleriyle konuşacak, yalanlar söyleyecek, büyük aldatmalar meydana getirecekler. Kendi yönetimlerinin kitaplarını yayınlayacaklar. Benim sözlerimi kendi dillerinde doğru bir şekilde yazdıklarında,
9. Baştan sona tanıklık ettiğim her şeyle ilgili olarak anlattıklarımın hiçbirini değiştirmeden, eksiltmeden, hepsini dürüstçe yazacaklardır.
10. Bir başka gizem biliyorum ki, adillere ve bilgelere kitaplar verilecektir ve o kitaplar onlar için bir neşe, erdem ve büyük bilgelik kaynağı olacaktır.
11. Evet, adillere kitaplar verilecek, onlar o kitaplara inanacak, onlardan büyük bir sevinç duyacaklar. O kitaplardan doğruluğun tüm yollarını öğrenen adiller bunun karşılığını alacaklardır.[114]
104. Bölüm[115]
1. O günlerde Tanrı bu bilgelik sözlerini tekrarlamaları için insanoğullarının çağrılmasını emredecek: “Göster bunu onlara!
2. Kılavuzları ol ve tüm dünyaya bir ödül ol! Oğlum ve ben onlarla birleşeceğiz, tüm yaşamları boyunca doğruluğun yollarına tanıklık edeceğiz. Ve huzur bulacaksınız. Sevinin doğruluğun çocukları!”
105. Bölüm
1. Bir süre sonra oğlum Matuşalah oğlu Lemek’e bir eş aldı.
2. Eşi ondan hamile kaldı ve bir oğul doğurdu. Vücudu kar gibi beyaz ve açan bir gül gibi kırmızıydı. Başındaki uzun lüleler yün gibi beyazdı ve gözleri güzeldi. Gözlerini açtığında tüm evi güneş gibi aydınlattı. Evet, tüm ev ışık doldu.
3. Birden ebenin ellerinde doğrulup ağzını açtı ve Adaletin Hükümdarı’yla konuştu. Babası Lemek ondan korkup kaçtı. Kendi babası Matuşalah’a gitti. Ona dedi ki: “İnsana benzemeyen, göğün Tanrısının oğullarına[116] benzeyen garip bir oğlum oldu. Yaradılışı farklı, bizimki gibi değil.
4. Gözleri güneşin ışınları gibi. Yüzü ışıltılı. Bana öyle geliyor bu bebek benden değil, meleklerden.
5. Ve belki de onun günlerinde dünyada bir mucize meydana gelecek.
6. Ve şimdi baba, atamız Enok’a gidip ondan gerçeği öğrenmen için sana yalvarıyorum. Çünkü onun mekânı melekler arasındadır.”
7. Matuşalah oğlunun sözlerini duyduğunda bana geldi; dünyanın en ucuna. [117] Benim orada olduğumu duydu ve gelip yüksek sesle bağırdı.
8. Sesini duyup ona geldim. Ona dedim ki: “İşte buradayım oğlum. Bana geldin?”
9. Cevap verdi: “Büyük bir endişe nedeniyle ve yaklaştığım rahatsız edici bir vizyon nedeniyle geldim sana.
10. Dinle baba. Oğlum Lemek’in bir oğlu oldu. Yaradılışı insana doğasına benzemiyor. Rengi kardan daha beyaz, gülden daha kırmızı. Saçı beyaz yünden daha beyaz ve gözleri güneşin ışınları gibi. Gözlerini açtığında tüm evi aydınlattı.
11. Ebenin ellerinde doğrulup ağzını açtı ve göğün Tanrısını kutsadı.
12. Babası Lemek korktu ve bana geldi. O bebeğin ondan olmadığına, göğün meleklerinden olduğuna inanıyor. İşte ben de sana geldim, bana doğruyu söyleyesin diye.”
13. Ve ben, Enok, ona cevap verdim: “Tanrı dünyada yeni bir şey yapacak. Bir vizyonda gördüm bunu. Babam Yeret’in neslinde, göğün bazı melekleri Tanrı’nın sözünü çiğnedi. Günah işliyor, yasayı çiğniyorlar. Onlar kendilerini kadınlarla birleştirip onlarla günah işlediler. Bazılarıyla evlenip onlardan çocuk sahibi oldular. Dünyada devler meydana getirecekler; ruha göre değil, bedene göre. Sonra dünyada büyük bir ceza olacak ve dünya tüm bu kirlerden temizlenecek.
14. Evet, dünyada büyük bir yıkım olacak. Büyük bir tufan meydana gelecek ve bir yıl boyunca büyük bir yıkım gerçekleşecek.
15. Oğluna doğan bu çocuk hayatta kalacak, üç çocuğu da onunla birlikte kurtarılacak. Dünyadaki tüm insanlar öldüğünde o ve oğulları kurtarılacak.
16. Onun soyundan, ruhsal değil ancak ete bürünmüş devler olacak. Dünya’da büyük bir cezalandırma olacak ve Dünya kötülüklerden arınacak. Şimdi oğlun Lemek’e de ki, ona doğan onun gerçek oğludur. Adını Nuh (rahatlama) koyun. Çünkü o hayatta kalacak. O ve oğulları, günah ve sadakatsizlik nedeniyle dünyada meydana gelecek olan büyük yıkımdan kurtarılacak. Sonra dünyada öncekinden de büyük bir adaletsizlik gelişecek. Çünkü ben uluların gizemlerini biliyorum.
17. Tanrı bana gösterdi, açıkladı ve gök tabletlerinde okudum.”“O tabletlerde peş peşe nesillerin yoldan sapacağı yazılıydı. Sonunda adil bir nesil gelecek ve sapkınlık yok edilecek. Tüm dünyada günah sona erdirilecek ve dünya iyilikle dolacak.
18. Ve şimdi gidip oğlun Lemek’e bildir ki,
19. doğan çocuk gerçekten onun oğludur ve bu yalan değildir.”
20. Matuşalah ona gizli olan her şeyi gösteren babası Enok’un sözlerini duyduktan sonra geri döndü. Öğrendiklerini oğluna anlattı ve çocuğun adını Nuh koydu. Çünkü tüm yıkımdan sonra dünyayı o rahatlatacaktı.
21. Enok oğlu Matuşalah için ve ondan sonra gelenlerin son günlerde yasayı koruyabilmeleri için bir kitap daha yazdı. Siz, iyiliğin yolundan gidenler, kötülük için çalışanların sonunun getirileceği ve sapkınların gücünün sona erdirileceği günlere kadar bekleyin. Günahlar sona erdirilene kadar bekleyin çünkü günahkârların adları hayat kitabından ve diğer kutsal kitaplardan silinecek. Onların tohumları ve ruhları yok edilecek. Bir boşlukta ağlayıp feryat edecek, sonu olmayan bir ateşte yanacaklar.
Ve orada görünmez bir bulut gibi bir şey gördüm. Derinliğinden dolayı onu tam olarak göremiyordum ama parlak bir şekilde yanan bir alev gördüm. Parlayan dağlara benzer şeyler etrafta daireler çiziyor, ileri geri hareket ediyordu.
22. Benimle birlikte olan baş meleklerden birine sordum: “Bu parlayan şey nedir? Çünkü o gökyüzü gibi değil, yanan bir ateşin parıltısı gibi ve bir ağlayış, feryat, acı sesi çıkarıyor.”
23. Ve o da bana dedi ki: “Gördüğün bu yer günahkârların ruhlarının atılacağı yerdir. Kafirler, kötülüğün hizmetçileri, Tanrı’nın peygamberlerin ağzından söylediklerini saptıranlar oraya atılacaktır. Bu olayların bazıları göklerde yazılıdır[118] ve melekler bunları okuyup günahkârlarla ilgili olacakları görür. Alçakgönüllü olanların, bedensel olarak sıkıntı çekenlerin, kötüler tarafından gözden düşürülen ama Tanrı tarafından ödüllendirilenlerin ruhlarıyla ilgili her şey de kaydediliyor. Altını, gümüşü ve diğer dünyevi değerleri değil, Tanrı’yı seven, bedenlerine acı çektiren,
24. Dünyasal yiyeceklere arzu duymayan, bunları tek bir soluk gibi geçici gören, bu şekilde yaşayanları kastediyorum.
25. Tanrı onları çok güçlü bir şekilde test etmiştir ve onların ruhları saf bulunmuştur. Her şeye rağmen onlar O’nun adını yüceltir. Onların kaderlerindeki tüm tanrısal lütufları defterlere kaydettim. Tanrı onları ödüllendirecektir çünkü onlar gökleri dünyasal yaşamlarından daha çok sevdi. Kötülerin ayakları altında ezilmelerine, aşağılamalara maruz kalmalarına rağmen onlar yine de Beni onurlandırdı.
26. Şimdi ışık neslinin iyi ruhlarını toplayacağım. Karanlıkta doğan ve bedensel olarak mükafat bulmayanları dönüştürüp imanlarının hak ettiği gibi onurlandıracağım onları. Benim kutsal adımı sevenlere parlak bir ışık getireceğim. Onları göksel tahtlara oturtacağım. Orada çağlar boyu ışıl ışıl parlayacaklar, çünkü Tanrı yargısında sadıktır.
27. Tanrı göğe uzanan yolların mekânlarında onlara sadakat bahşedecektir. Karanlıkta doğanların karanlığa geri gittiğini görecekler; sadıklar ise ışıl ışıl parlayacak. Günahkârlar onların parıldayışını gördüklerinde hıçkırarak ağlayacaklar ve elbette günler, mevsimler boyunca kendileri için belirlenen yerlere gidecekler.
Peygamber Enok’un görüşleri burada sona erer. Duasının kutsaması ve zamanının armağanları Onunla olsun. Âmin.
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder