İnanna'nın Ölüler Diyarına inişi


Yukarıdaki Büyük’ten, Aşağıdaki Büyük’e inmeyi aklına koydu,

Yukarıdaki Büyük’ten Aşağıdaki Büyük’e inmeyi aklına koydu Tanrıça,

Yukarıdaki Büyük’ten Aşağıdaki Büyük’e inmeyi aklına koydu İnanna.

(Gök tanrıların ülkesinden Yeraltı tanrılarının ülkesine inmek, yüksekten alçağa inmek, yani değer ve kıymet kaybetmek, yani cahil insanlardan olmak demektir. )


Hanımım Gökyüzünü terk etti,

Yeryüzünü terk etti,

İndi Ölüler Diyarı’na.

( Kuran ölüler diyarını cahiller dünyası olarak görür..)


İnanna Gökleri terk etti,

Yeri terk etti,

İndi Ölüler Diyarı’na, (cahiller dünyasına)

Efendilik haklarını terk etti,

Hanımlık haklarını terk etti,

İndi Ölüler Diyarı’na.


Eanna'yı (?) Uruk'ta bıraktı,

İndi Ölüler Diyarı’na.


Emuşkalamma'yı (?) Bad-tibira'da (?) bıraktı,

İndi Ölüler Diyarı’na.


Giguna'yı (?) Zabalam'da (?) bıraktı,

İndi Ölüler Diyarı’na,


Eşarra'yı (?) Adab'da (?) bıraktı,

İndi Ölüler Diyarı’na.


Baratuşgarra'yı (?) Nippur'da (?) bıraktı,

İndi Ölüler Diyarı’na.


Hursagkalamma'yı (?) Kiş'te (?) bıraktı,

İndi Ölüler Diyarı’na.


Eulmaş'ı (?) Agade'de (?) bıraktı,

İndi Ölüler Diyarı’na.

( Buccellati, şehirlerin yazılış sırasını dikkate alarak tanrıçanın güneyden kuzeye doğru olan ilerleyişinin, İsin-Larsa Dönemi’nde ölü kült merkezi olarak belirlenen, ölüler âlemi tanrılarının ikametgâhı ve mitin Akadca versiyonunda ölüler diyarı olarak ifade edilen Kutha istikametine doğru olduğunu söylemektedir. Katz, Buccellati’nin bu iddiası hakkında, metinlerde herhangi bir bilginin olmadığını, “İnanna’nın Ölüler Diyarına İnişi” adlı mite dayanan “Gilgameš, Enkidu ve Ölüler Diyarı”nda olayların Uruk’ta geçtiğini ve Kutha’dan hiç bahsedilmediğini söylemektedir. Ayrıca şehirlerin mite ait tabletler içerisinde farklılık gösterdiğine, bahsedilen yedi şehir adının sadece iki kaynakta korunduğuna ve bu sıralamanın Kramer tarafından güneydoğudan kuzeybatıya doğru yeniden oluşturulduğuna dikkat çekmektedir. Sladek ise İnanna’nın yolculuk ettiği yönü dikkate alarak ölüler diyarı girişinin (ganzer) kuzeydoğudaki dağlık alanda olduğunu söylemiştir. Katz, “İnanna’nın Ölüler Diyarına İnişi”nde ölüler âleminin bir krallık gibi göründüğünü, mitin ölüler diyarına odaklanmadığından, yeraltında mı yoksa dağlık alanda mı olduğunun belirlenemeyeceğini söylemektedir.)
Yedi tanrısal yasayı (?) yanlarına bağladı,

Tanrısal yasaları topladı, eline aldı,

Bütün yasaları hazır bekleyen ayağına yerleştirdi,

Şugurra'yı, (?) ovanın tacını başına koydu,

Işıltıyla yüzünü kapladı,

Lacivert taşından asasını elinde sımsıkı tuttu,

Küçük lacivert taşlarını boynuna taktı,

Parıldayan ... taşlarını göğsüne tutturdu,

Altın bileziğini bileğine taktı,

... Zırhını göğsüne takti,

Hanımlık giysilerinin hepsiyle gövdesini örttü,

Merhemini yüzüne sürdü (?).

İnanna Ölüler Diyarı’na doğru yola çıktı.


Ulağı Ninşubur yanında yürürken,

Saf İnanna Ninşubur'a şöyle dedi:

" Ey benim sadık dayanağım,

Güzel sözlü ulağım, (ulak/haberci/cebrail ?)

Tuttuğu sözleri taşıyanım,

Ben şimdi Ölüler Diyarı’na iniyorum.


Ölüler Diyarı’na vardığım zaman,

Göğü feryatla doldur benim için, (ağıt)

Kutsal toplantı yerini benim için inlet, (ağıt)

Tanrıların evinde benim için koşuştur, (ağıt)

Gözlerini indir benim için, ağzını çarpıt benim için, (ağıt)

... ile büyük ...ni eğ benim için, (ağıt)

Bir yoksul gibi tek giysine bürün benim için, (ağıt)

Enlil’in evi Ekur’a doğru yola çık.


Ekur'a, Enlil'in evine, girince, Enlil'in önünde gözyaşı dök;

" Ey Enlil baba, kızının ölüler diyarında öldürülmesine izin verme,

Değerli madeninin ölüler diyarının tozuyla(?) kaplanmasına izin verme,

Güzel lacivert taşının taş işçisinin (?) taşı olup kırılmasına izin verme,

Şimşirinin dülger (?) kerestesi olup kesilmesine izin verme,

Bakire İnanna’nın Ölüler Diyarı’nda öldürülmesine izin verme."


Enlil sana bu işte arka çıkmazsa, Ur’a git

Ur'da ülkenin sahibinin evine girince,

Ekişşirgal'e, Nanna’nın evine,

Nanna’nın önünde gözyaşı dök;


" Ey Nanna baba, kızının Ölüler Diyarı’nda öldürülmesine izin verme,

Değerli madeninin ölüler diyarının tozuyla kaplanmasına izin verme,

Güzel lacivert taşının taş işçisinin taşı olup kırılmasına izin verme,

Şimşirinin dülger kerestesi olup kesilmesine izin verme,

Bakire İnanna’nın Ölüler Diyarı’nda öldürülmesine izin verme."


Nanna sana bu işte arka çıkmazsa, Eridu’ya git

Eridu'da, Enki'nin evine girince,

Enki'nin önünde gözyaşı dök:

" Ey Enki baba, kızının ölüler diyarında öldürülmesine izin verme,

Değerli madeninin ölüler diyarının tozuyla kaplanmasına izin verme,

Güzel lacivert taşının taş işçisinin taşı olup kırılmasına izin verme,

Şimşirinin dülger kerestesi olup kesilmesine izin verme,

Bakire İnanna’nın Ölüler Diyarı’nda öldürülmesine izin verme."


Enki baba, bilgeliğin efendisi,

Hayat Yiyeceğini bilen, (?)

Hayat İçeceği’ni bilen, (?)

Mutlaka beni hayata döndürecektir."


İnanna Ölüler Diyarı’na yöneldi,

Ulağı Ninşubur’a şöyle dedi:

" Git Ninşubur,

Sana verdiğim emri yerine getir."


İnanna ölüler diyarının lacivert taşından sarayına (?) vardığında,

Ölüler diyarının kapısında şeytanca (?) davrandı,

Ölüler diyarının sarayında şeytanca (?) konuştu;

" Evi aç kapıcı, evi aç,

Evi aç Neti, evi aç, ben gireceğim »

Neti, Ölüler diyarının baş kapıcısı,

Kutsal İnanna’yı yanıtladı:

" Sen kimsin, kendini tanıt."

" Göklerin, Güneşin doğduğu yerin kraliçesiyim ben."

" Eğer sen, Göklerin, Güneşin doğduğu yerin kraliçesiysen,

Neden dönüşü olmayan ülkeye geldin, söyle,

Yüreğin yolcunun asla geri dönmediği yola seni nasıl getirdi ? " 


Kutsal İnanna onu yanıtladı;

"Ablam Ereşkigal'in,

Kocası efendi Gugalanna öldürüldüğü için,

Cenaze törenine katılmak için,

Aç kapıyı, bırak geçeyim."


Neti, ölüler diyarının baş kapıcısı,

Kutsal İnanna’ya şöyle dedi;

" Bekle İnanna, kraliçemle konuşayım,

Kraliçem Ereşkigal'le konuşayım, bekle konuşayım."


Neti, ölüler diyarının baş kapıcısı,

Kraliçe Ereşkigal'in evine girdi ve ona şöyle dedi;

" Ey kraliçem, bir bakire,

Tanrı gibi ….

Kapı ...

….

Eanna’da….

Yedi tanrısal yasayı yanlarına bağladı,

Tanrısal yasaları topladı, eline aldı,

Bütün yasalar hazır bekleyen ayağına yerleştirdi, Şugurra'yi, ovanın tacını başına koydu,

Işıltıyla yüzünü kapladı,

Lacivert taşından asasını elinde sımsıkı tuttu,

Küçük lacivert taşlarını boynuna taktı,

Parıldayan taşlarını göğsüne tutturdu,

Altın bileziğini bileğine taktı,

… Zırhını göğsüne taktı,

Hanımlık giysilerinin hepsiyle bedenini örttü, merhemini yüzüne sürdü.."


O zaman Ereşkigal,

Ölüler diyarının baş kapıcısı Neti'ye şöyle dedi; 

" Gel Neti, ölüler diyarının baş kapıcısı,

Sana diyeceğim emre kulak ver,

Ölüler diyarının yedi kapısının (?) sürgülerini kaldır,

Ölüler diyarının yüzü, Ganzir kapısının kurallarını açıkla; 


İnanna girdiği zaman,

Yerlere eğilsin.." (secde etsin?)


Neti, ölüler diyarının baş kapıcısı,

Kraliçesinin emirlerine uydu,

Ölüler Diyarının yedi kapısının sürgülerini kaldırdı, 

Ölüler Diyarının yüzü Ganzir kapısının kurallarını açıkladı, 

Şöyle dedi kutsal İnanna’ya;

" Gel İnanna, gir içeri."


İlk kapıdan geçince,

Şugurra, "ovanın tacı" başından alındı. 

( Göktekilerin tanrılık anlayışı ile Yerdekilerin tevazu, kulluk anlayışı karşı karşıya.?)

" Ne oluyor, rica ederim.?"


" Kusursuz bir biçimde, ey İnanna,

Ölüler Diyarının yasaları yerine getirilecektir, (şeriat.?)

Ey İnanna, Ölüler Diyarının törelerini sorgulama." (iman.?)


İkinci kapıdan geçince,

Lacivert taşından asası elinden alındı. 

(Asa, yönetim, krallık / tevazu, kulluk.?)

" Ne oluyor, rica ederim.?"


" Kusursuz bir biçimde ey İnanna, Ölüler Diyarının yasaları yerine getirilecektir,

Ey İnanna, Ölüler Diyarının törelerini sorgulama."


Üçüncü kapıdan geçince,

Küçük lacivert taşları boynundan alındı. 

(Kolye, tesbih, sayı, matematik / tevazu, kulluk.?)

" Ne oluyor, rica ederim.?"


" Kusursuz bir biçimde ey İnanna, Ölüler Diyarının yasaları yerine getirilecektir,

Ey İnanna, Ölüler Diyarının törelerini sorgulama."


Dördüncü kapıdan geçince,

Parıldayan lacivert broş taşları göğsünden alındı, 

(Arma, mertebe, farklılık / tevazu, kulluk.?)

" Ne oluyor, rica ederim.?"


" Kusursuz bir biçimde ey İnanna, Ölüler Diyarının yasaları yerine getirilecektir,

Ey İnanna, Ölüler Diyarının törelerini sorgulama."


Beşinci kapıdan geçince,

Altın bilezik bileğinden çıkarıldı. 

(Sanat, ustalık, teknik / tevazu, kulluk.?)

" Ne oluyor, rica ederim.?"


" Kusursuz bir biçimde ey İnanna, Ölüler Diyarının yasaları yerine getirilecektir,

Ey İnanna, Ölüler Diyarının törelerini sorgulama."


Altıncı kapıdan geçince,

... zırhı göğsünden çıkarıldı. 

( Korunma, güçlülük / tevazu, kulluk.?)

" Ne oluyor, rica ederim.?"


" Kusursuz bir biçimde ey İnanna, Ölüler Diyarının yasaları yerine getirilecektir,

Ey İnanna, Ölüler Diyarının törelerini sorgulama."


Yedinci kapıdan geçince,

Hanımlık giysilerinin hepsi üstünden çıkarıldı. 

( Fakirlik, çıplaklık, soyunma / tevazu, kulluk.?)

" Ne oluyor, rica ederim.?"


" Kusursuz bir biçimde ey İnanna,

Ölüler Diyarının yasaları yerine getirilecektir,

Ey İnanna, Ölüler Diyarının törelerini sorgulama."


Yerlere eğilmişken (secde etmişken) Yer altındakiler,

Kutsal Ereşkigal tahtında yerini aldı,

Anunnakilerden yedi yargıç, onun huzurunda hükümlerini bildirdiler,

Gözlerini, ölüm bakışlarını ona diktiler,

Sözleri üzerine, ruha işkence eden sözleri, (Cahil ile sohbet ölüm.?)

Güçsüz kadın bir cesede dönüştü,

Ceset bir kazığa asıldı.


Üç gün, üç gece geçince,

Ulağı Ninşubur,

Güzel sözlü ulağı,

Tuttuğu sözleri taşıyanı,

Göğü feryatla doldurdu onun için,

Kutsal toplantı yerini inletti onun için,

Tanrıların evinde koşturdu onun için,

Gözlerini indirdi onun için,

Ağzını çarpıttı onun için,

... ile büyük ...ni eğdi onun için,

Bir yoksul gibi tek giysiye büründü onun için,

Enlil'in evi (tapınağı), Ekur'a doğru yola çıktı.

Ekur'a, Enlil'in evine girince,

Enlil'in önünde gözyaşı döktü;

" Ey Enlil baba, kızının Ölüler Diyarında öldürülmesine izin verme,

Değerli madeninin Ölüler Diyarının tozuyla kaplanmasına izin verme,

Güzel lacivert taşının taş işçisinin taşı olup kırılmasına izin verme,

Şimşirinin dülger kerestesi olup kesilmesine izin verme,

Bakire İnanna’nın Ölüler Diyarında öldürülmesine izin verme."


Enlil baba Ninşubur'a şöyle dedi;

" Benim kızım büyük göğü istedi, büyük yeri de istedi,

İnanna büyük göğü istedi, büyük yeri de istedi,

Oysa Ölüler Diyarının güçleri, istenmemesi gereken güçlerdir,

Her kim onları aldıysa, Ölüler Diyarında kalsın."


Enlil baba ona bu işte arka çıkmadı, Ur'a gitti o da,

Ur'da ülkenin sahibinin evine (tapınağına) girince,

Ekişşirgal'e, Nanna’nın evine, 

(Nanna: Yerdekileri nurlandıran Ay tanrısı Sin.)

Nanna’nın önünde gözyaşı döktü;

" Ey Nanna baba, kızının Ölüler Diyarında öldürülmesine izin verme,

Değerli madeninin ölüler diyarının tozuyla kaplanmasına izin verme,

Güzel lacivert taşının taş işçisinin taşı olup kırılmasına izin verme,

Şimşirinin dülger kerestesi olup kesilmesine izin verme,

Bakire İnanna’nın Ölüler Diyarında öldürülmesine izin verme."


Nanna baba, Ninşubur'a şöyle dedi;

" Benim kızım büyük göğü istedi, büyük yeri de istedi,

İnanna büyük göğü istedi, büyük yeri de istedi,

Oysa Ölüler Diyarının güçleri, istenmemesi gereken güçlerdir,

Her kim onları aldıysa, Ölüler Diyarında kalsın."


Nanna baba ona bu işte arka çıkmayınca, Eridu'ya gitti o da,

Eridu'da, Enki'nin evine (tapınağına) girince,

Enki'nin önünde gözyaşı döktü;

" Ey Enki baba, kızının Ölüler Diyarında öldürülmesine izin verme,

Değerli madeninin Ölüler Diyarının tozuyla kaplanmasına izin verme,

Güzel lacivert taşının taş işçisinin taşı olup kırılmasına izin verme,

Şimşirinin dülger kerestesi olup kesilmesine izin verme,

Bakire İnanna’nın Ölüler Diyarında öldürülmesine izin verme."


Enki baba Ninşubur'a şöyle dedi;

" Kızıma ne oldu! Kaygılandım,

İnanna’ya ne oldu! Kaygılandım,

Bütün ülkelerin kraliçesine ne oldu! Kaygılandım,

Göğün kutsal hizmetkârına ne oldu! Kaygılandım."


Enki çamur çıkarıp Kurgarru'yu (?) şekillendirdi,

Enki çamur çıkarıp Kalaturru'yu (?) şekillendirdi.

Kurgarru'ya Hayat Yiyeceğini verdi,

Kalaturru'ya Hayat İçeceğini verdi.

Enki baba Kalaturru ve Kurgarru'ya şöyle dedi:


(On dokuz dize kayıp...)


" Kazığa asılı olan cesedin üstüne ateş ışınlarının korkusunu salın, (cehennem korkusu.?)

Altmış kez Hayat Yiyeceğini,

Altmış kez Hayat İçeceğini üstüne saçın,

İnanna gerçekten canlanacak."


(Yirmi dört dize kayıp...)


Kazığa asılı cesede ateş ışınlarının korkusunu saldılar,

Altmış kez Hayat Yiyeceğini,

Altmış kez Hayat İçeceğini üstüne saçtılar,

İnanna canlandı.


İnanna ölüler diyarından çıktı,

Anunnakiler kaçtı.

Ölüler diyarından olanlar, uysallıkla Ölüler Diyarına indi.


İnanna Ölüler Diyarından çıktığı zaman,

Ölüler gerçekten de önüne geçti.


İnanna ölüler diyarından çıktı,

Sazlık kamışı gibi büyük cinler,

Tablet çivisi gibi küçük cinler,

Çevresini sardı.

Önünde yürüyen, silahsız olan, elinde bir asa tutuyordu,

Yanında yürüyen, asasız olan, belinde bir silah taşıyordu.

Önünden yürüyenler,

İnanna’nın önünden yürüyenler,

Yiyeceği bilmeyen, içeceği bilmeyen varlıklardı,

Serpilen unu yemeyen,

Sunulan şarabı içmeyen,

Erkeğin kucağından karısını kaçıran,

Emziren ananın göğsünden çocuğunu kaçıran varlıklardı.


İnanna Ölüler Diyarından çıktı.

İnanna Ölüler Diyarından çıkınca,

Ulağı Ninşubur ayaklarına kapandı,

Çaputlara büründü ve Yerin altına girdi,


Cinler kutsal İnanna’ya şöyle dediler:

" Ey İnanna, kentinin önünde bekle, onu sana getireceğiz."


Kutsal İnanna cinleri yanıtladı;

" O benim güzel sözlü ulağım,

Tuttuğu sözleri taşıyanım,

Emirlerimi yerine getirmezlik etmez,

Buyruklarımı geciktirmez,

Göğü feryatla doldurdu benim için,

Kutsal toplantı yerini inletti benim için,

Tanrıların evinde koşuşturdu benim için,

Gözlerini indirdi benim için, 

Ağzını çarpıttı benim için,

... ile büyük... ni eğdi benim için,

Bir yoksul gibi tek giysisine büründü benim için,

Enlil'in evi Ekur'a,

Nanna’nın evi Ur'a,

Enki'nin evi Eridu'ya yürüdü,

Beni hayata döndürdü."


" Haydi onu götürelim, Umma'da Sigkurşagga'ya götürelim onu."


Umma'da, Sigkurşagga'da,

Şara onun ayaklarına kapandı,

Yerin dibine girdi, çaputlara büründü.


Cinler kutsal İnanna’ya şöyle dediler;

" Ey İnanna, kentinin önünde bekle, onu sana getireceğiz."


Kutsal İnanna cinleri yanıtladı;

(İnanna’nın yanıtı kayıptır.)


" Haydi onu götürelim,

Badtibira'da Emuşkalamma'ya götürelim onu."


Badtibira'da, Emuşkalamma'da, ayaklarına kapandılar,

Yerin dibine girip, çaputlara büründüler.


Cinler kutsal İnanna’ya şöyle dediler;

" Ey İnanna, kentinin önünde bekle,

Onları sana getireceğiz."


Kutsal İnanna cinleri yanıtladı;


(İnanna’nın yanıtı okunamamaktadır, şiirin sonu kayıptır).


(Alıntı: Safa Kaçmaz / Toplum ve Tarih.)


***


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder